YAKILMAK MI? GÖMÜLMEK Mİ?


Birisi size ''Öldükten sonra pırlanta olarak dünyaya geri döneceğim!'' derse sakın dalga geçip de gülmeyin. Artık, ileri teknoloji her yerde olduğu gibi ölü bedenlerin küllerinde de gücünü gösteriyor. 21'inci yüzyılın son model ölü yakma fırınları içine konulan bedenler 1092 derecede,100 dakika 4-5 kiloluk küle dönüştürüyor. Sonra bu küllerden yine ileri teknolojiyle elmas ya da elmasın kesim şekli olan pırlanta yapılıyor. Yukarıda gördüğünüz muhteşem pırlanta da ölü küllerinden yapılmış ve fiyatı da 3 bin 500 Sterlin'den başlıyor...
Öte yandan birçok insana da ölen sevdiklerine pırlanta olarak kavuşma, yüzük ve kolye olarak taşıma fikri hoş geliyor. Yakında her değerli taşa ''Acaba kimin külleri?'' diye şüpheyle bakılırsa şaşırmamak gerekir.
Avrupa'da ölü küllerinden pırlanta yapan mücevher şirketi sayısı artıyor. Malzeme sıkıntısı da yok. Çünkü insanların yüzde 70'i gömülmekten çok yakılmayı tercih ediyor artık...  

Kocaman vücuttan bir avuç kül

Bu konuyu yazmak nereden aklıma geldi derseniz önce aşağıdaki plastik kavanozdon başlıyayım...Kavanozun içinde kayınpederim Sandy var. Evet, 1.90cm boyunda, 100 kg dan fazla kayınpederim beş kilogramlık bir toza dönüştü ve bu kavonozun içinde yatıyor şimdi...

Sandy'nin külleri karısının külleriyle karıştırılıp savrulacağı günü bekliyor

2010'un soğuk bir Mart sabahıydı. Gözümün önünde kocaman yeşil bir çam ağacının devrilmesiyle uyandım. Sabah beş gibiydi. İki saat sonra gelen bir telefonla Edi, ailesinin evine acil gitti. Çocukları okula gönderdikten sonra ben de gittim. Kayınpeder yatağında ölü bulunmuştu. Gelen doktor ölüm nedeninin kalp krizi, saatininde beş civarlarında olduğunu söyledi...
73 yıllık hayatında doktor yüzü görmemiş Sandy'nin ani ölümüne herkes şok olmuştu ama ortada gözyaşı, feryat, figan hiç bir şey yoktu. Bütün cenaze sahiplerinin yaptığı gibi Edi ve annesi 'undertaker' dedikleri bir şirketin yetkililerini çağırdı. Cenaze organizasyonunu noktasından virgülüne herşeyiyle yapmakla görevli olan kişiler cenazeyi götürürken bir hafta sonrasına tören randevusu verdi.
Törende konuşma yapacak olan rahip bir kaç gün önceden aile üyeleriyle bir sohbet ortamında bir araya geldi ve Sandy'nin hobileri, fobileri, unutulmaz hatıralarını derledi. Törende de konuşmasını şiirlerle, incilden parçalarla süsleyip öyle bir pozitif bir atmosfer yarattı ki salonun ortasında yatan tabuta herkes gözyaşlarıyla değil gülümseyerek bakıyordu. Tören bitince undertakerlar tabutu götürdü, misafirlerde cenaze sahibinin davet ettiği bir mekanda tekrar toplanıp hem bir şeyler yiyip içti, hem de baş sağlığı diledi. Bir hafta sonra da kayınpeder bu plastik bir kavonozun içinde geri geldi.
Ondan sonra ben olaydan koptum kayınvalide söylemediği sürece ne olduğunu sormadım, çünkü ürperiyordum. Duyduğuma göre, küllerin bir kısmı vasiyet üzerine doğduğu köyde anne ve babasının yanına gömülmüş, bir kısmı da yeni aldığı, taşınmadan önce bahçesini seve seve güllerle donattığı ama içinde bir gece bile yatamadığı evinin bahçesine. Geri kalanından hiç haberim yoktu geçen haftaya kadar.
Evine gittiğimde benden birşey isteyen kayınvalidenin dediğini yaparken karton bir kutuyu kenara çekmek zorunda kaldım.
''O kutunun içinde ne var biliyor musun?'' dedi.
''Ne?'' dedim gülümseyerek.
''Kayınpederin'' dediği an bir tuhaf oldum. Kayınvalide kemoterapiye gittiğinde  toplamak için evine gidiyordum. Aman Allah'ım, bazen küllerle yani kayınpederle yalnız bile kalıyormuşum...Keşke hiç söylemeseydi.


  • Sandy dedenin kocaman vücudunun yukarıdaki kavanozda olduğuna inanmak zor geliyor
 Popülaritesi artıyor

Görülen o ki bir çok avrupa ülkesinde olduğu gibi İskoçya'da da ölenlerin yakılması gömülmenin önüne geçiyor. Araştırmalar oranın yüzde 70'lerde oluğunu söylüyor. Herneyse, ben de çevremde küçük bir anket yaptım. 27-80 yaş arası bir çok kişiye ''Sen hangisini tercih edersin?'' dedim. Sadece arkadaşlarım Judith ve Barbara gömülmek istediğini söyledi. Judith hıristiyanlık kurallarına uygun geleneksel bir tören istiyor. Annesi, babası, kocası gömülmüş olan Barbara da yakılmaya sıcak bakmıyor.
Yakılmak isteyen kayınvalidem Phyliss, arkadaşım Ray ise kocalarının külleriyle karıştırılıp, sevdikleri yerlere savrulmak istiyorlar. Arkadaşım Shouna evinde saklamakta olduğu köpeğinin külleriyle kendi küllerinin karıştırılıp, keyifle yürüdükleri yerlere savrulması için vasiyetini hazırlamış bile.


Hem insanların hem de hayvanların ayrı krematoryumu var
 Neden yakılma

*En büyük etken fiyat farkı. Bir tabutun gömülme maliyeti mezar yeri, taşı, organizasyonuyla dört beş bin sterlini bulurken, küçük bir kavonoz içindeki tozların gömülmesi bu rakamın çeyreğine bile ulaşmıyor. Mesela benim yaşadığım Moray bölgesinde Pazar günü (fiyatlar günlere göre değişiyor, hafta içi daha ucuz) mezarlık ayinine tabut için en az iki bin sterlin, tozlara üç yüz sterlin ödeniyor.

*Bir başka neden de korku. Yakılmaktan korkmuyorlar ama yeraltındaki kurtlar, böcekler tarafından yenildiklerini düşünmek dehşet verici geliyor...

*Küllerin istenilen yere taşınabilmesi de ayrı bir etken. Dünyanın her bir tarafına tozların gidebilmesi, dağ, ova, deniz demeden istenilen yere savutturulması cazip geliyor. Araç olarak helikopter, havai fişek tercih edenler var. Ne savrulmak, ne gömülmek isteyenler sadece süslü bir vazo içinde şömine rafında oturmayı tercih ediyor.

Ölenin hayattayken sevdiği yerler şimdi külleriyle buluşturuluyor

*Bir neden de ekolojik. Yakılmayı gömülmekten daha çevre dostu olarak kabul eden çevreciler çoğunlukta. İddialara göre gömülmüş bir cesetten çürüme anında toprağa ağır kimyasallar karışıyor ama teknolojik fırınlarda, 1092 derecede, 100 dakika yakılırken karbon emilimi son derece düşük oluyor.
Çok önemli bir detay da, küllerin gömüldüğü yere bir de ağaç fidanı dikiyorlar. Fidan büyüdükçe ölen kişinin kainata tekrar hem de güzelliklerle döndüğüne inanıyorlar, tabiat anayada bir ağaç daha kazandırılmış oluyor... 

*Gömülmeyi geleneksel ve dini emir, yakılmayi kişinin kendi tercihi olarak görenler öldükten sonra cesedin yeryüzünde hala durmasını anlamsız buluyor.

*Yakılmayı tercih edenlerin büyük bir çoğunluğu organlarını bağışlıyor. Bu işlemden sonra yakılmış küllerinin daha huzurlu olacaklarına inanıyor.

*Gömülenlerin ya bir arkeolojist, ya bir hırsız ya da bir bilim adamı tarafından rahatsız edilebileceğine düşünenenlerle, ölü bedenlerin toplandığı mezarlık bekçilerine böyle bir zahmet vermek istemeyenler de yakılmayı tercih ediyor.

Türkiye'de de isteyenler var

Üç büyük semavi din müslümanlık, hıristiyanlık ve musevilik yakılmaya izin vermiyor. Ancak, incilde direkt olarak bu yasağın belirtilmediğini söyleyen hıristiyanlar, küllerin de dini törenle gömülmesi ya da savrulmasında bir sakınca görmüyor. Nitekim yapılıyorda.
Müslüman bir ülke olan Türkiye'ye gelince... Dünya opera tarihinin en büyük sopranolarından Leyla Gencer'in Milano'da yakılmış cesedinin külleri vasiyeti üzerine İstanbul Boğazı'na 2008'de savrulduğunda büyük yankı uyandırsa da, ünlü senarist Meral Okay yakılmayı vasiyet ettiği halde bu isteği yerine getirilmese de Türkiye bu konuya yabancı değil. 1930'da çıkarılan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nuna göre, ölü yakma işlemi 'isteyen ve gerekli işlemleri tamamlayan belediyelerce yapılabiliyor. Küllerinde mezarlık idaresince korunması gerekiyor'du. Bu kanuna dayanarak Zincirlikuyu Mezarlığı girişine bir krematoryum yapıldı, ancak hiç kullanılmadığı için beş yıl sonra yıkıldı. Türkiye'de yaşayan ve krematoryum olmadığı için yurt dışında yakılıp, küllerinin yeniden Türkiye'ye getirilmesini isteyen bir çok yabancı vasiyetlerini 'Türk undertaker'larla halletmeye çalışıyor ...


Küllerden yapılanlar




























Kedisinin küllerini boynunda taşımak isteyenler için

















Küller için yapılan özel vazolar







Görsel kaynaklar:
newsbbcc.co.uk/ guardian.co.uk/ angelurns.co.uk/ forevertogetherjewllery.co.uk/ earthçheaven.co.uk/ chris.parry.co.uk/ efbox.co.uk/ dfordog.co.uk/ mystyledaily.com/ thetheacherspets.blogspot.com/ The MacDougall Mc Callum Heritage Foundation


Yorumlar

  1. Çok uzun zamandır aklımı kurcalayan bir konu... Ve evet kesinlikle yakılmaktan yanayım... Tabi sonrasında kolye şeklinde kimseye yük olmak istemem :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lâ TAHZEN / ÜZÜLME...

ODTÜ'lü ve Ankaralılara SÜRPRİZ!

En gözde tatil şekli; 'International House Swap- Uluslararası Ev Takası'